22 Ekim 2013 Salı

Modal Kozmolojik Kanıt

Modal (kipsel) kozmolojik argüman veya dünyanın, evrenin ya da evrenlerin beklenmedik varlığına(imkanına) dayalı argüman; en önemli teistik argümandır. Tanrının varlığına dair başka hiç bir kanıt olmasa bile, derinlemesine düşünüldüğünde, zayıf insan aklının sınırlarını zorlayan ve entelektüel tarihteki en önemli fikirlerden biri olan bu argüman benim için, "inanmayı"; "reddedişe" tercih etmeye yeterli olurdu. Evrenin beklenmedik varoluşu (imkanı) üzerine kurulu bu argüman kozmolojik kanıtın tarihsel olarak en önemli versiyonudur. 



Kozmolojik argümanın Platon, Aquinas, Leibniz, İbn Sina, İbn Ruşd gibi filozofların eserlerindeki şekilleri; genelde argümanın yapısının modal (kipsel) açıklamalarıdır. 



Modal kozmolojik argümanının kelam kozmolojik argümanından farkı; sonsuz geçmişe sahip bir evren anlayışı içermesidir. Modal kozmolojik argumanda bir "başlangıç" gereksizdir. Kelam kozmolojik argümanı ise evrenin/evrenlerin "zamansal bir başlangıca" sahip olduğu fikri üzerine kurulur.


-Bence- genel görelilik, termodinamik yasaları, big bang teorisi vb gibi modern bilimsel bilgiler kelam kozmolojik argümanını desteklese bile o; modal kozmolojik argümanın derinliğini aşamamaktadır. Çünkü modal kozmolojik argüman sonsuzdan beri varolan ya da varolabilecek evren/evrenler fikri ile tutarlıdır. 



Modal kozmolojik argüman; "şey"ler arasındaki "Zorunlu Varlık" (İslam filozoflarının söylemiyle Vacib'ul Vucud) ve "Zorunlu Olmayan Varlık"(mümkün varlık, varlığı imkan dahilinde olan ancak var olmak zorunda olmayan varlık, muhtemel varlık) ayırıma dayanmaktadır.

Bir şeyin "Zorunlu" olması, onun var olmama durumunun imkansız olduğuna işaret eder. Bu bakış açısıyla matematiksel yasaların "Zorunlu" olduğu sık sık söylenir. Örneğin 2+2; "Zorunlu" olarak 4' tür ve bunun dünyadaki her yerde geçerli olduğunu söylemek tutarlı bir davranıştır. Hatta dünya kökten değişse ve bambaşka bir yer olsa bile bu "Zorunluluk" durumu yine geçerliliğini korur. Tanrı' da; Teist filozoflar tarafından sık sık "Zorunlu Varlık" olarak vasıflandırılmıştır.



Bir şeyin "Zorunlu Olmayan Varlık" olması, yani mümkün, muhtemel, koşullu ya da imkan dahilinde olan bir varlık olması; o şeyin yokluğunun da düşünülebileceğine işaret eder. Çoğu şey, hatta gözlemlediğimiz tüm evren "Mümkün Varlık" olarak görünüyor. Mesela çevremizdeki tüm insan ürünleri "Mümkün Varlık" tır. Onların varlığı da yokluğu da imkan dahilindedir ve meydana gelebilmeleri için bir "Karar" ve bu kararı verecek bir "Kişi" ye ihtiyaç duyarlar. Bir başka örnek, sen, ben, hepimiz; koşullu, mümkün varlıklarız. Meydana gelebilmemiz için bir kadın ve erkeğin "var olması" ve onların çocuk yapma konusunda bir "karar" vermeleri gerekmektedir. 

Bu nedenle bizim varlığımız bir "şart"a bağlıdır. Hatta çevremizdeki tüm dünya, galaksiler ve tüm gözlenebilir evren şarta bağlı görünüyor. 

Modal kozmolojik argüman tüm evrenin varlığının bir şarta bağlı olduğu iddiasına dayanır. Tek başlarına ele alındıklarında, evrendeki her atomun, molekülün, gezegenin, galaksinin varlığı "Mümkün Varlık" tır ve varlıkları bir şarta, koşula dayanır. Bu nedenle bir bütün olarak uzay zaman ve maddesel yapı, tümüyle bir şarta, koşula dayanmak durumundadır. Hiç bir şey var olmayabilirdi... Bu mümkündür, ihtimal dairesindedir. Tüm uzay zaman ve maddenin varlığı gibi yokluğu da düşünülebilir ve bu durum hiç bir çelişki doğurmaz. Hiç birimiz ve hiç bir şey var olmak zorunda değildi. Bu durum argümanın anlamlı olabilmesi için gereklidir. Tüm evrenin varlığının imkan dahilinde olduğu düşünüldüğünde ve onun yokluğunun düşünülmesinin çelişki yaratmadığı görüldüğünde, varlığının bir şarta, koşula ihtiyaç duyduğu ortaya çıkar. 

Kısaca varlığı "zorunlu" olan bir şey için açıklama gerekli değildir. Çünkü onun var olmaması durumu mümkün değildir(2+2=4'ü hatırlayalım). Varlığı bir şarta bağlı olan şeylerin var olması gibi var olmaması da mümkündür. Ancak onların var olması bir nedene, şarta ihtiyaç duyar. 

Modal kozmolojik kanıtı eleştirenler evrenin bir şarta bağlı olup olmadığını sorguladılar. Eğer evrenin varlığı bir şarta bağlı değilse o zaman o; zorunlu bir varlıktır. Zaten argümanın aradığı da bu. Panteistler için bu güzel bir durum olabilir. Ancak atomlardan galaksilere kadar zorunlu bir varlık göremediğimizde ortadadır. Burada zorunlu varlığın şartının kendisi olduğu ya da daha doğru bir ifade ile şartsız, nedensiz bir varlık olduğunun altı çizilmelidir. Evrenin içinde, böyle herhangi bir varlık göremiyoruz. Evrenin varlığını bir koşula veya şarta bağlamamız gerekmektedir. Ancak bu koşul ya da şartın "Zorunlu Varlık" olmadığı durumda bir çelişki ortaya çıkar ve böylece koşul veya şart zinciri sonsuza dek gider. Nihai noktada "Zorunlu Varlık" ta durulmalıdır. Şartlı bir varlık olan evrenin kaynağı "Zorunlu Bir Varlık" olmak durumundadır. Filozoflara göre bu "Zorunlu Varlık" Tanrı'dır. 


Buna göre,  Modal Kozmolojik Argümanı özet olarak aşağıdaki gibi ifade etmemiz mümkündür.

1. Varlığı mümkün ya da imkan dahilinde olan her varlığın var olabilmesi için bir şarta, gerekçeye veya nedene ihtiyaç vardır.

2.Evrenin varlığı mümkündür, ihtimal dahilindedir ve o var olmak zorunda değildir.

Bu yüzden;

3. Evrenin varlığının bir gerekçesi, nedeni veya şartı vardır.

4. Eğer evrenin varlığı bir şarta muhtaç ise bu şart "Zorunlu Varlık" tır,  yani filozoflara göre Tanrı'dır.

5. O halde Tanrı vardır.

Delilin tarih boyunca sürekli eleştirilmiş olduğu bir gerçektir. Buradaki Tanrı kavramının, dinlerin Tanrısı olup olmadığı tartışma konusu edilmiyor ve ayrıca argüman sadece Tanrı' nın "Zorunlu Varlık" (Vacib'ul Vucud) sıfatına ulaşıyor.

Yapılan diğer eleştirilerde ise; örneğin kuantum fiziğinde, bize herhangi bir nedene bağlı olmadan gerçekleşen olaylar ve herhangi bir nedene bağlı olmadan ortaya çıkan parçacıklardan/sanal parçacıklardan bahsedilmesi delilin ruhunu anlamamaktan ileri gelmektedir. Bir varlık "nedensiz" meydana geliyorsa, delilin aradığı da budur. Ayrıca kuantum dalgalanmaları sonucu meydana gelip yok olan parçacıkların durumu ile felsefi nedensellik ilkesi karıştırılmamalıdır. 

Herhangi bir "neden"e bağlı olmadan gerçekleşen bir kuantum fiziği olayı yoktur felsefi bağlamda. Çoğu insan "neden" kavramını; şöyle arkadan bir itelemek gibi algılıyor malesef.  Çünkü; a) Oluşun kendisinden meydana geldiği bir "şey" veya "quantum vacuum" mevcuttur,  b) Oluşan şeyin doğa yasalarına bağlı olarak belirli biçimi, yani formu vardır, "dalga ya da parçacık",  c) Oluşan şeye biçimini veren, yani etki eden "doğa yasa" yani "kuantum fiziği yasaları"  mevcuttur, d) Oluşan şeyler her hangi bir amaç için oluşur, mesela bir uranyum atomu meydana getirmek gibi bir "amaç".

Belki (d) şıkkı biraz tartışılabilir ancak (a), (b), (c) şıkları "kendiliğinden meydana gelen parçacığın" gerçek nedenleri durumundadır. Bu "şart" lar olmadan parçacık meydana gelemez. Dolayısıyla kuantum mekaniğindeki atom altı dalgalanmaların meydana getirebileceği varlıklar "mümkün" varlıklardır. Ayrıca sanal parçacık çiftleri doğal koşullarda var oldukları gibi hemen yok olurlar. Bu suretle, tesadüfen, bir evren değil, ancak bir kaç elektron yaratabilir belki. 


Nihai noktada bu delilde "kip"ler vurgulanmaktadır. Olmalı, olabilir, olmak zorunda, olsa da olur olmasa da...

Varlığın kipleri üzerinden hareket eden bu delilin rasyonellik iddiası aklın tarihsel deneyimine dayanıyor. Bir şeyin zorunlu veya mümkün olması akıl dışı değildir. Ancak mümkün varlıkları zorunlu varlık gibi düşünecek olursak bir çok çelişki doğar başka her yönden. Sentetik ve Analitik önermelerin birbirinden farkı kalmaz bu bakış açısıyla. Sonsuz bir nedensellik ilişkisi olamaz diyoruz biz de. Bu Zorunlu Varlık ta kesilebilir. Dünya gibi mümkün bir varlıkta değil.



Delil çağdaş ateistler tarafından eleştirilmeye devam etmektedir. Immanuel Kant'ın "Salt Aklın Kritiği" adlı gerçekten "çetin ceviz" olan meşhur eserinde bu ve diğer teistik delillere indirdiği darbenin etkisi hala geçerlidir. Delil asla Kant öncesi gücüne sahip olmasa da Teist filozoflar tarafından Rasyonel zeminde savunulmakta ve aynı coşku ile ateist filozoflar tarafından eleştirilmeye devam edilmektedir. Bence tüm eleştirilere rağmen "inanan" birisi için delil geçerlidir ve Tanrının varlığına dair rasyonel bir kanıttır.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder